Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı – Atatürk’ün Gözünden Abdülhamid Han
01.10.2018 tarihinde Okuma Notları kategorisine eklenmiş, 1.358 Kişi Okumuş ve 0 Yorum Yapılmış.
…Nizamettin Nazif TEPEDELENLİOĞLU’nun kendisinden dinleyelim,
1937 yılında idi. Yaz aylarından biri.
Doğrudan doğruya kendi kontrolündeki bir gazetede “Makedonya” adlı bir eserim tefrika ediliyordu. Bir akşam üstü başyaver Celal Bey beni telefonla aradı. Dolmabahçe Sarayına davet edildim ve saraya gidince de, hemen hiç bekletilmeden, üst kata çıkarıldım. Bir kapı açıldı, kendimi büyük adamın karşısında buldum. Saygılarımı bildirince mutad bir iki nezaket cümlesi ile beni taltif etti. Sonra:
-Yazını okuyorum, dedi. Hürriyetin ilan edildiği zaman küçük bir çocuk olman lazım. Fakat tebrik ederim, o günleri iyi canlandırıyorsun. Yalnız Abdülhamid’i hiç sevmediğin belli.
Biraz durdu. Elindeki bir renkli kalemi, önünde açık duran kalın ciltli bir Fransızca kitaba dikine vurarak düşünür gibi oldu. Ben susuyordum. Bu hal bir iki dakika devam etti. Sonra birdenbire şu sözler çıktı ağzından:
-Sevme Abdülhamid’i. Gene de sevme! Fakat sakın hatırasına hakaret edeyim deme. Senin neslin biraz daha temkinli kararlar vermeye alışmalı. Bak çocuk! Şahsi kanaatimi kısaca söyleyeyim:
Tecrübe göstermiştir ki, toprakları üstünde yaşayan insanların çoğunun ahvali meşkûk (ne olacakları şüpheli) ve hudutları yalnız düşmanlarla çevrili bir büyük devlette Abdülhamid’in idare tarzı, âzami müsamahadır (en yüksek hoşgörüdür). Hele bu idare, on dokuzuncu yüzyılın son yıllarında tatbik edilmiş olursa…
Bunun üzerine ayrılmama müsaade buyurmuşlardı. Saygılarımı tekrarlayarak huzurlarından uzaklaştım.
[Kaynak: Mustafa ARMAĞAN’nın kaleminden Abdülhamid’in Kurtlarla Dansı 27. Baskı Sayfa 318]

Yazar : Yazar-1
Yazar Hakkında : Bir kamu kuruluşunda Bilgisayar Mühendisi olarak görev yapıyor.
Sitemizde En Çok Okunan İçerikler




Sitemizde En Çok Yorumlanan İçerikler



